Bir Genç Kızın İlk Aşk Hikayesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Genç Kızın İlk Aşk Hikayesi
Genç kız büyük adımlarla yürüyordu. Aslında gitmek istediğinden bile emin değildi. Korku, heyecan, şaşkınlık öyle bir sarmıştı ki bedenini, elleri titriyordu. Yürüyordu ama ayakları yere basmıyordu. Beynine uyuşukluk çöreklenmişti sanki. Kaldırımların oynayan taşlarına ayakları takılıyor, tökezliyor ama fark etmiyordu. Elindeki bilekliğini kırdığını anladığında üzerinden çok zaman geçmiş olmalıydı ki, arkasına dönüp baktığında diğer parçasını bulamadı. Üzülmeliydi. Çünkü en samimi arkadaşı doğum gününde almıştı. Duyguları o kadar karışıktı ki sadece kısık sesle ‘hay Allah’ diyebildi. Kulağından kulaklıkları çıkardı. Tek düşündüğü şey, karşısındayken ne hissedeceğiydi.
Kendisine güvenirdi aslında. Alışveriş yaparken seçiciydi. Henüz 17 yaşındaydı ama tarzı oturmuştu. Zevkliydi ve bugün için gerçekten iyi hazırlanmıştı. Henüz makyajı yakıştıramıyordu kendisine. Ama sürekli kullandığı günlük kremi, dudak nemlendiricisi ve ince bir gözkalemi sayesinde hep bakımlı görünürdü. İri ve bademi andıran gözlerini güzel buluyordu. Şimdi n’olduysa, eksik olan bir şeyler vardı. İçinde bir huzursuzluk…
Yaklaşıyordu… Kalbinin deli gibi çarptığını hissetmesi bir yana, sesini duyuyor gibiydi. Yüzüne bakan herkes heyecanını anlayabilirdi. Terledi. Dalgalı, gür saçları beline kadar uzanıyordu. Rüzgardan hayli kabarmış olmalıydı. ‘Keşke minibüsle gelseydim’ diye düşündü. Yürümeyi kendisi seçmişti. Gidene kadar belki heyecanı yatışabilirdi. Yine de yürümesinin daha mantıklı olduğunu düşündü…
Bu kadar çabuk geldiğine inanamadı. Zaman ne de çabuk akmıştı. İşte Prensi karşısında duruyordu. Behiç… Nefes almadığını fark etti. Resmen soluğunu yutmuştu. Yanaklarının kızardığına emindi. Behiç onu görmüştü bile ve ağır adımlarla elini cebinden çıkarmadan genç kıza doğru yürümeye başladı. Genç kız başını öne eğdi. Bütün gün boyunca ne hissedeceğini düşünmüştü. Sadece yüreğinin deli gibi çarptığını hissediyordu şimdi…
Devam edecek…
Kendisine güvenirdi aslında. Alışveriş yaparken seçiciydi. Henüz 17 yaşındaydı ama tarzı oturmuştu. Zevkliydi ve bugün için gerçekten iyi hazırlanmıştı. Henüz makyajı yakıştıramıyordu kendisine. Ama sürekli kullandığı günlük kremi, dudak nemlendiricisi ve ince bir gözkalemi sayesinde hep bakımlı görünürdü. İri ve bademi andıran gözlerini güzel buluyordu. Şimdi n’olduysa, eksik olan bir şeyler vardı. İçinde bir huzursuzluk…
Yaklaşıyordu… Kalbinin deli gibi çarptığını hissetmesi bir yana, sesini duyuyor gibiydi. Yüzüne bakan herkes heyecanını anlayabilirdi. Terledi. Dalgalı, gür saçları beline kadar uzanıyordu. Rüzgardan hayli kabarmış olmalıydı. ‘Keşke minibüsle gelseydim’ diye düşündü. Yürümeyi kendisi seçmişti. Gidene kadar belki heyecanı yatışabilirdi. Yine de yürümesinin daha mantıklı olduğunu düşündü…
Bu kadar çabuk geldiğine inanamadı. Zaman ne de çabuk akmıştı. İşte Prensi karşısında duruyordu. Behiç… Nefes almadığını fark etti. Resmen soluğunu yutmuştu. Yanaklarının kızardığına emindi. Behiç onu görmüştü bile ve ağır adımlarla elini cebinden çıkarmadan genç kıza doğru yürümeye başladı. Genç kız başını öne eğdi. Bütün gün boyunca ne hissedeceğini düşünmüştü. Sadece yüreğinin deli gibi çarptığını hissediyordu şimdi…
Devam edecek…
Kaileena
Kaileena- Üye
- Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 23/09/11
Yaş : 35
Nerden : kayısıkent
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz