Pişiğin sebebi siz olabilirsiniz!
1 sayfadaki 1 sayfası
Pişiğin sebebi siz olabilirsiniz!
Bebeğin alt temizliği, günlük bakımının en sık tekrarlanan ve en önemli bölümlerinden biridir. Bu bölge; gerek kapalı olması, gerek nemlilik ve cilde temas eden idrar ve dışkının etkilerinden dolayı, zaten hassas olan bebek cildinin en çok özen isteyen bölgelerinden biridir. Islak ve nemli olmanın bebekleri huzursuz ettiğini bilen anne ve babalar, onların sağlıklı ve mutlu olabilmeleri için bebek bezi kullanmayı tercih ediyor.
Ailelerin çocuklarının sağlığını ön planda tutması, gelir düzeylerinin artması ve geleneksel yıkanabilir bebek bezlerinin anneye çocuk bakımı yanında ciddi külfet getirmesi bebek bezi pazarının büyümesine neden oluyor. Türkiye bir yandan da bebek bezinin dünya ile karşılaştırıldığında çok uygun fiyatlı olduğu bir ülke. Bebek bezinin finansal olarak ulaşılabilir oluşu da anne ve bebeğe sağladığı fayda ile karşılaştırıldığında pazar büyümesini hızlandıran etkenler arasında yer alıyor.
Hayatımıza bebek bezi girmeden önce uzun yıllar kumaştan yapılan basit ve hijyenik olmayan çocuk bezleri kullanılmaktaydı. 1980’li yıllarda ise az miktarda ve sınırlı sayıda firmanın ürettiği ped tipi ara bez imalatı yapıldı ve daha sonra bebek bezi yaygınlaştı. Bebek nüfusunun artması da ihtiyacın her geçen gün daha fazla olmasına neden oldu.
Türkiye’de 0–3 yaş grubunda 4 milyon bebek var. Bebek bezi pentrasyonu konusunda Türkiye gelişmiş ülkelerden çok da geri kalmamakla beraber kullanım sıklığı konusunda maalesef sınıfta kalıyor. Gelişmiş ülkelerde günde 5–6 adet bez değiştirilirken Türkiye'de günde ortalama 2,7 bebek bezi değiştiriliyor. Bu durum da bebek cildinde pişik, tahriş ve kızarıklık gibi sorunlara yol açabiliyor.
Bebek bezleri ilk bakışta aynı amaca hizmet ediyor gibi görünse de bebeğin yaşına, günlük rutinine göre değişen ihtiyaçlarından dolayı farklı ve bir o kadar da önemli görevler üstleniyorlar. Bebeğin doğum kilosu ve hangi ayda olduğu onun için seçilecek bezde aranılan özellikleri belirliyor. Yeni doğan bebeklerin beslenme düzeni ve günlük rutini farklıdır, ciltleri çok ince ve hassastır. Bu yüzden yeni doğmuş bir bebeğin bebek bezi seçiminde kriterler; bebek bezinin mümkün olduğunca doğal olması, bebek cildine zarar vermeyecek kadar yumuşak olması ve tabii sadece sütle beslenen ve sıvı kaka yapan bebeğin ihtiyaçlarına cevap vermesidir. Bebekler büyüdükçe katı mamaya geçiş ve hareketlenme sonucu ihtiyaçları da değişiyor. Etrafını keşfe hazır, emeklemeye başlayan, katı gıdalar tüketmeye başlamış bebeğin rutini ve ihtiyaçları da değişiyor doğal olarak. Bunun yanı sıra bebek bezinin emiciliği, bebeği rahat ettirmesi ve konforu da tercih sebepleri arasında yer alıyor. Türkiye'de ortalama tuvalet eğitimi ise 22 aylık bebeklerde oluyor. Anneler tuvalet eğitimi vermek için yaz aylarını tuvalet tercih ediyorlar.
Bunun dışında çok konuşulmayan ancak çok sık yaşanan başka bir durum da tıpta ‘enürezis nokturna’ olarak tanımlanan halk arasında çocuklarda gece altını ıslatma durumu olarak bilinen sorun. Türkiye'de 4–15 yaş arasında her 4 çocuktan biri geceleri altını ıslatıyor. Sanılanın aksine durumun sadece yüzde 2’si psikolojik nedenlerden gerisi fiziksel nedenlerden kaynaklanıyor. Ancak geceleri altı ıslatma durumu özellikle çocukta psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Çocuk hissettiği ıslaklık hissinden dolayı utanç, kendine güvensizlik, bazı durumlarda evden dışarı çıkmak istememe, sosyal ortamlardan uzak kalma isteği gibi istenmeyen durumlar yaşayabiliyor. Fiziksel alt ıslatma sorunu yüzde 99 oranda ortadan kalkmasına rağmen psikolojik sorun çocuğun tam da karakterinin oluştuğu dönemde sonradan silinemeyecek izler bırakabiliyor. O nedenle sorun geçici de olsa en az iz bırakacak şekilde atlatmak en doğrusu. Bu sorun için geliştirilmiş gece külotları hem çocuğun gururunu incitmeyecek şekilde külot gibi giyilip hem de pijama altından görünmüyor. Verdiği kuruluk hissiyle de çocuğun olumsuz psikolojik duygular hissetmesini engelliyor. Annelere de tüm yatağı alt üst edip nevresim takımını yıkamaktan kurtarıyor.
Milliyet.
Ailelerin çocuklarının sağlığını ön planda tutması, gelir düzeylerinin artması ve geleneksel yıkanabilir bebek bezlerinin anneye çocuk bakımı yanında ciddi külfet getirmesi bebek bezi pazarının büyümesine neden oluyor. Türkiye bir yandan da bebek bezinin dünya ile karşılaştırıldığında çok uygun fiyatlı olduğu bir ülke. Bebek bezinin finansal olarak ulaşılabilir oluşu da anne ve bebeğe sağladığı fayda ile karşılaştırıldığında pazar büyümesini hızlandıran etkenler arasında yer alıyor.
Hayatımıza bebek bezi girmeden önce uzun yıllar kumaştan yapılan basit ve hijyenik olmayan çocuk bezleri kullanılmaktaydı. 1980’li yıllarda ise az miktarda ve sınırlı sayıda firmanın ürettiği ped tipi ara bez imalatı yapıldı ve daha sonra bebek bezi yaygınlaştı. Bebek nüfusunun artması da ihtiyacın her geçen gün daha fazla olmasına neden oldu.
Türkiye’de 0–3 yaş grubunda 4 milyon bebek var. Bebek bezi pentrasyonu konusunda Türkiye gelişmiş ülkelerden çok da geri kalmamakla beraber kullanım sıklığı konusunda maalesef sınıfta kalıyor. Gelişmiş ülkelerde günde 5–6 adet bez değiştirilirken Türkiye'de günde ortalama 2,7 bebek bezi değiştiriliyor. Bu durum da bebek cildinde pişik, tahriş ve kızarıklık gibi sorunlara yol açabiliyor.
Bebek bezleri ilk bakışta aynı amaca hizmet ediyor gibi görünse de bebeğin yaşına, günlük rutinine göre değişen ihtiyaçlarından dolayı farklı ve bir o kadar da önemli görevler üstleniyorlar. Bebeğin doğum kilosu ve hangi ayda olduğu onun için seçilecek bezde aranılan özellikleri belirliyor. Yeni doğan bebeklerin beslenme düzeni ve günlük rutini farklıdır, ciltleri çok ince ve hassastır. Bu yüzden yeni doğmuş bir bebeğin bebek bezi seçiminde kriterler; bebek bezinin mümkün olduğunca doğal olması, bebek cildine zarar vermeyecek kadar yumuşak olması ve tabii sadece sütle beslenen ve sıvı kaka yapan bebeğin ihtiyaçlarına cevap vermesidir. Bebekler büyüdükçe katı mamaya geçiş ve hareketlenme sonucu ihtiyaçları da değişiyor. Etrafını keşfe hazır, emeklemeye başlayan, katı gıdalar tüketmeye başlamış bebeğin rutini ve ihtiyaçları da değişiyor doğal olarak. Bunun yanı sıra bebek bezinin emiciliği, bebeği rahat ettirmesi ve konforu da tercih sebepleri arasında yer alıyor. Türkiye'de ortalama tuvalet eğitimi ise 22 aylık bebeklerde oluyor. Anneler tuvalet eğitimi vermek için yaz aylarını tuvalet tercih ediyorlar.
Bunun dışında çok konuşulmayan ancak çok sık yaşanan başka bir durum da tıpta ‘enürezis nokturna’ olarak tanımlanan halk arasında çocuklarda gece altını ıslatma durumu olarak bilinen sorun. Türkiye'de 4–15 yaş arasında her 4 çocuktan biri geceleri altını ıslatıyor. Sanılanın aksine durumun sadece yüzde 2’si psikolojik nedenlerden gerisi fiziksel nedenlerden kaynaklanıyor. Ancak geceleri altı ıslatma durumu özellikle çocukta psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Çocuk hissettiği ıslaklık hissinden dolayı utanç, kendine güvensizlik, bazı durumlarda evden dışarı çıkmak istememe, sosyal ortamlardan uzak kalma isteği gibi istenmeyen durumlar yaşayabiliyor. Fiziksel alt ıslatma sorunu yüzde 99 oranda ortadan kalkmasına rağmen psikolojik sorun çocuğun tam da karakterinin oluştuğu dönemde sonradan silinemeyecek izler bırakabiliyor. O nedenle sorun geçici de olsa en az iz bırakacak şekilde atlatmak en doğrusu. Bu sorun için geliştirilmiş gece külotları hem çocuğun gururunu incitmeyecek şekilde külot gibi giyilip hem de pijama altından görünmüyor. Verdiği kuruluk hissiyle de çocuğun olumsuz psikolojik duygular hissetmesini engelliyor. Annelere de tüm yatağı alt üst edip nevresim takımını yıkamaktan kurtarıyor.
Milliyet.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz